:: YAZI

Eklenme: 30.11.2019 15:08 


Öğle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki, buğday pazarında saman satılıyor. Değersizler elde tertemiz gezerken, değerliler bir kenarda yapyalnız...Sapla/Saman karışmış, Hakla/Bâtıl et tırnak haline gelmiş. Haram/Helâl, Sevap/Günah, Cennet/Cehennem bilmece gibi...
“Sanatkâr, Ünlü, Meşhur, Duayen, Üstad. Usta/Çırak, Ehil/Naehil, Müslüman/Müşrik, Şeref/Şerefsiz, Ahlak/Ahlaksız” gibi daha nice mefhumlar, terimler karman/çorman... Her kafadan bir ses, her torbadan bir fetva çıkıyor. Herkes Âlim, Hoca, İlim adamı, Şeyh, Mürid, Dindar ve Müslüman...

“1933 yılında Bursa'da doğan İskender Erol Evrenosoğlu, kendisine Vahiy geldiğini ve 'Risalet Nurları' isimli kitabın Allah tarafından yazdırıldığını iddia etmesiyle tanınıyordu. 90’lı yılların sonunda ABD’ye göç eden Evrenosoğlu, vakıf kurarak, televizyon ve çeşitli yayınlarla Türkiye’de faaliyetlerine devam etti. 2019 yılında, mahkeme tarafından kapatılan Medeniyet İrfan Hayır Refah Vakfı’nın (MİHR) kurucusu olan Evrenosoğlu’nun Kur’anı Kerim meali ve tefsir yayını yapan 5 internet sitesi de Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nca sakıncalı olduğu gerekçesiyle 2019 yılı ocak ayında kapatılmıştı. Evrenosoğlu, kamuoyunda 'Sahte Peygamber' olarak tanınıyordu.

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 5 gün önce kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden, kamuoyunda 'sahte peygamber' olarak tanınan İskender Erol Evrenosoğlu (86), Bursa'da toprağa verildi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı cenaze namazına yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Evrenesoğlu'nun destekçilerinden bazılarının, tören sırasında sıradışı sesler çıkarması dikkatlerden kaçmadı Cenaze namazının kılınacağı cami ve toprağa verileceği mezarlık, son anda güvenlik gerekçesiyle değiştirildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Bursa Müftülüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada Diyanet görevlilerinin cenazeye katılmadığı belirtilerek defin işlemlerinin Evrenesoğlu’nun kendi adamları tarafından yapıldığı bildirildi.
'Sahte Mehdi'nin müritleri şimdi de dirileceğine inanıyor.”

Haber metnini internet sitelerinden aldım.
Bu adamın cenazesine üç bin kişi katılıyor, Emniyet tedbirler almak zorunda kalıyor.

“Devlet Dinsiz, Din Devletsiz bırakılırsa, Millet/Memleket bu hale gelir.” Diyen bir gönül ehlinin sözünü hiç unutmam.
Tarihi kaynak, bilgi ve belgelere göre; 1928 tarihinde: “Devletin Dini İslamdır” ibaresinin kaldırılarak, 1937 yılında Laiklik ilkesinin Anayasaya girmesi, 1928 de Arapçanın yasaklanması, 1924 de medreselerin kapatılması, Hilafetin kaldırılması, 1925 de zorla şapka takma kanunu getirilerek, Dergâh ve Türbelerin kapatılması, 1930 da Genelev kanunu çıkarılması ve 1932 de Ezanın Türkçeleştirilmesi, bugün “Dinsizlik” olarak gösterilmektedir.

“Devr-i Sâbık”, “Milli Şef Dönemi” Tarihin kara bir lekesi olarak anlatılmakta, Günümüz Türkiyesinde, perdelerin aralandığı, Tabuların yıkıldığı, Müslümanların rahat nefes aldığı bir ortam mevcuttur. Güzele ve doğruya doğru gidilmektedir.

Anlayanlar için, bir Hicivle yazımızı noktalayalım:

“SAHTE PEYGAMBER”
Zaman sahtelerin Devri.
Peygamberin sahtesi var,
Kim çekiyor Çile/Cevri.
Ülke oldu yaban diyar.
ÜÇ BİN KİŞİ CENÂZEDE,
TABUTUN İÇİNDE ZÂDE

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem