:: YAZI

Eklenme: 04.02.2020 13:21 


GÜL DİKENİ
Kim çözer, izah eder, ruhtaki kördüğümü,
Hasret ölümden beter, bilemez gördüğünü,
Bir gün Mîzân’a gider, âmeli ördüğünü,
Cemâli görmek ister, müjde olan düğünü.
ULU ÇINAR DALINDA, KÖKTEKİ SIR SAKLIDIR,
NİL’E GİDEN SALINDA, BİL ADALET HAKLIDIR.
KEMÂLİ

BİNDİKLERİ DALI KESENLER...
Yaşadığımız Hayat içinde,doğruları çekinmeden söyleyen bir kelam ve kalem sahibi olarak, SİYASETİN kirlendiğini, sulandığını, bulandığını, menfaat aracı haline geldiğini yazanlardanım...
AK Parti Mayasında, Dâvaya inanan herkesin payı ve tuzu vardır. Zerre kadar bir menfaat beklemeden, yollara düşen, tankların üzerine çıkan, Şehit ve Gazi olanlar, inandıkları Dâva uğruna fedâi olmuş, Cihat etmiş, yerine göre yok olmuşlardır.
Ama gel gör ki; zamanın dalkavuk salatasında nice sahtekâr, şerefsiz, namussuz ve lekeli bazı kimseler vardır ki, hâla AK PARTİ içerisinde boy göstermekte,talanlarına devam etmekte, menfaetleri uğruna Akla/Hayale gelmeyen olaylara isimleri karışmaktadır.
Osmanlının Dibâcesi Bursa’da AK PARTİ TEŞKİLATLARI’na giren, sinek gibi yapışan nice böyle tipleri tanırız. İnegölden baskın gelen İl başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı gibileri, maalesef koltuklarını dolduramamış, hatalarda direnmeye devam eden kişiler olarak oy veren halkımızın ağızlarında pelesenk olmuşlardır.
Patron gazeteciliği yapan Mahalli Medya, Belediyelerden aldıkları sus payı ile adeta köpeklerin kemik yaladığı gibi haber yapmakta, menfaat sandalyeleri üzerinde boy göstermektedirler.
Yapılan hatalarla ilgili zaman başkanlara çektiğimiz mesajlar, köşe yazılarımız sadece düşmanlık kazanmakta, dostluk köprüleri atılmaktadır.
Belediyelerin milyonlar harcayarak çıkardıkları dergi, broşür, Tv. Programları ile kitaplara bir göz atın Allah/Vatan/Bayrak/Kitap/Millet/Dâva aşkına... Çalışmalarını ibretle nazar edin, takip edin... Hesâp soranların olmadığı bir siyaset arenasında, şaşkın ördek misali suya, göle ters dalacaksınız. Vicdan terazisinde şaşırıp, dona kalacaksınız.
Büyükşehir belediyesi tarafından düzenlenen EDEBİ ŞEHİR BURSA/DÜŞÜNEN ŞEHİR BURSA etkinliklerinde bir Bursa’lı şair ve yazarı görmeyecek, kimlerin dâvet edildiği, büyük paralar ödendiğine şahit olacaksınız. Hele bir ilçe belediyesi var ki; ne kadar Solcu/Komünizan fikirlere sahip adamlar varsa, Arz-ı Endam ettiklerini görecek, “Bu İlçe ayrı bir Eyâlet mi?” sorusunu sormak isteyeceksiniz.
“Osmangazi hem de Bursa’nın da hayali olan “Santral Garaj Kent Meydanı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesiyle” Bursa’nın yüz akı olacak meydana kavuşturacak olması geride bambaşka bir tatlı huzur bırakacak değişmez eser olacaktır.” Diye yazanlar, haksız değildir.
Tam 40 bin metrekare alanda hayata geçecek projenin şehrin tam göbeğinde kentin yüz karası olan bölgede mezbelelik ve rezalet haline gelen yıkık dökük virane binaların kamulaştırılarak yüz akı haline getirilerek kente vizyon katacak bir meydana kavuşturulacak olmasını tüm Bursa iple çekiyor.”
Dev proje için bu güne kadar bölgede toplamda 100’e yakın bina kamulaştırılarak yıkıldı. Yıkımlar ile bölgede toplam 22 bin 500 metrekarelik alan elde edildi. Osmangazi Belediyesi’nce hak sahiplerine toplam 145 milyon lira ödeme yapıldı. Yıkımlar sonucunda bölgeden yaklaşık 40 bin ton moloz çıkartıldı. Böylece bölge proje için hazır hale getirildi.” Bakalım netice ne olacak?...
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın medyada yer alan bir beyanatı şöyle: “Yapılan yeni imar planı düzenlemesi ile mevcut eğitim alanları 37990 metrekareden 57407 metrekareye, park, yeşil alan ve rekreasyon alanları 110067 metrekareden 195931 metrekareye, ağaçlandırma alanı 80 metrekareden 5694 metrekareye, dini tesis alanı 8319 metrekareden 11733 metrekareye, pazar alanı 2802 metrekareden 5666 metrekareye ve sağlık tesisi alanı ise 2273 metrekareye yükselmiş oldu. Böylece plansız yapılaşma yerini modern bir kentleşme uygulamasına bırakırken, kentsel dönüşüme teşvik edecek yeni imar parselleri ile daha sağlıklı ve yaşanabilir nitelikte mahallelerin oluşmasının temelleri atılmış oldu.” Zaman en güzel şahit, bekleyip, göreceğiz...
Dadaş kökenli Yıldırım belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın en büyük talihsizliği, belediyede yıllardan beri çöreklenen na ehil ve parazit bazı kadroların hâlâ tasviye edilemediği, görevde olanların ideal ve ideolojilerinin zerre kadar değişmediği gerçeğidir.
Zaman içinde köşe yazılarımızda, telefon ve Email mesajlarında, internet Epostalarda; sert ve dürüst bir samimiyetle, menfaat beklemeyen
Dost/Yâren/Arkadaş/Seçmen tavırlarıyla hataları, eksikleri ikaz ettik, ziyaretlerimizde bizzat söyledik...İdeal ve ideolojimize, fıtrat değerlerimize, Kur’an/Sünnet esaslarına ters düşen temellere aykırı etkinlik ve çalışmalara müdahale etmek istedik, üzüldük...
Yıldırım Belediyesi tarafından yaptırılan spor kompleksine Naim Süleymanoğlu’nun isminin verilmesi hatası, Hatta ihaneti üzerine, MADALYONUN İKİ YÜZÜ VAR: ŞÖHRET VE AHLAKSIZLIK başlıklı bir yazı yazmış, feryat etmiştim. Yazımdan kısa bir bölümde şöyle demiştim:
“Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan'daki baskılardan kurtulmak ve Türkiye adına müsabakalara katılmak için 1986 yılında Avustralya'da düzenlenen Halter Dünya Kupası sırasında Türk Büyükelçiliğine sığınarak, iltica etti. 1988 Seul Olimpiyatları'na Türkiye adına katılabilmesi için Türk hükümetince Bulgaristan'a 1 milyon dolar ödenerek, gerekli izin alındı. O tarihten itibaren Naim Süleymanoğlu, şampiyonalara milli mayoyla katıldı.
Birileri, özellikle bizim bazı Medya organları tarafından gizlenen bir haber şöyle:
JAPON SEKAİ MORİ’NİN AÇTIĞI BABALIK DAVASI
VE ÜÇ AYRI KADINDAN 4 ÇOCUK SAHİBİ.
Dünyaca ünlü halterci Naim Süleymanoğlu’nun vefatı sonrası Japon Sekai Mori’nin açtığı babalık davasında önemli bir gelişmenin yaşandığı öğrenildi. Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı DNA incelemesine göre, Japon gazeteci Kyoko Mori’nin 27 yaşındaki kızı Sekai Mori’nin babası Naim Süleymanoğlu. Bu sonuçla birlikte, Japon Mori de yasal mirasçı konumuna geldi. Süleymanoğlu’nun mirası 4 kişiye bölünmüş olacak.
Naim Süleymanoğlu geçen yıl 18 Kasım’da hayatını kaybetti. Dünyaca ünlü haltercinin vefatı sonrası dikkat çekici bir babalık davası açıldı. Japon Sekai Mori, Süleymanoğlu’nun babası olduğunu öne sürerek dava açtı. Mori’nin söz konusu davayı açmasına, Süleymanoğlu’nun kızları Sezin ve E. Süleymanoğlu tepki göstermişti. Mahkeme, Mori’nin iddiasına ilişkin DNA incelemesi yapılmasına karar verdi. Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilen dosya sonrası rapor hazırlandı.
YASAL MİRASÇI OLUYOR
Hürriyet'ten Dinçer Gökçe'nin haberine göre; Konuya yakın adli bir kaynak, raporda çıkan sonuca göre Sekai Mori, Naim Süleymanoğlu’nun kızı. ATK raporunun, dava dosyasına girmesi ile birlikte Mori de yasal mirasçı vasfını almış olacak. İkinci aşamada ise, mirasın paylaşımına geçilecek.
ÜÇ ÇOCUĞU DAHA VAR
Sekai Mori dışında, Süleymanoğlu’ndan geriye ikisi İstanbul’da biri Ankara’da yaşayan üç çocuğu daha bulunuyor. Adının açıklanmasını istemeyen kaynak “ATK raporunun bu sonucuna göre, Süleymanoğlu, üç ayrı kadından 4 çocuk sahibi. Süleymanoğlu’nun hiçbir kadın ile resmi nikâhı bulunmuyor” şeklinde konuştu.
O PARA İÇİN DAVA AÇACAĞIZ
Süleymanoğlu’ndan geriye ise 2 milyon lirayı bulan 4-5 gayrimenkul bulunuyor. Süleymanoğlu’nun vefatından 4 ay önce kardeşi M. Süleymanoğlu’na 2 milyon liralık para transferi yaptığı da öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Süleymanoğlu Antalya’da bulunan 6 dönümlük arazisini satarak nakde çevirdi. Adının açıklanmasını istemeyen kaynak “Vefatından kısa süre önce böyle bir para transferi yaptığını belirledik. Çocuklarına kalmaması için böyle bir işlem yaptığını düşünüyoruz. Bu para ile ilgili de alacak davası açacağız” dedi.
ŞİMDİ... Bir yanda şöhret, diğer yanda ahlaksızlık... İşin içinden çıkın bakalım?
Böyle bir adamın ismi, böyle bir komplekse verilebilir mi?... Kararı siz verin, Vicdanın, İmanın, Ahlakın, Edebin, Haramın, Helâlin, Zinanın ölçü süzgecinden geçirin.Bitmedi, dahası bu adam için çevrilen film ile Ahlak düşmanı, küfür makinesi, Şehvet Panayırı Recep İvedik filminin Barış Manço sinemasında gösterime girdi. Danışmanlığını yaptığımız 98 dakikalık BENDEYAR filmi kabul edilmedi.
Herkül de neyin nesi?... Bizim kültürümüzde yeri neresi?.. Battal Gazi, Seyit Onbaşı, Şahin Bey, Kara Yusuf, Koca Yusuf, Ulubatlı Hasan, Şamun Gazi, Kılıçaslan, Adalı Halil,.... gibi daha nice değerlerimizden biri neden isim verilmez?
Hakikat ve hesâbı Mȋzân terazisine kalmasın, zararın başından geri dönün, ismi kaldırın. BENDEN SÖYLEMESİ VE ŞAHİT OLARAK YAZILMASI...”
Şöhreti yanında, böyle bir zinakârın isminin verilmesi vebâlini kim taşır, Tarih gelecekte neler yazar?.. Mânevi hesâbı Mȋzân’a kalır ve ağır olur.

Bursa’da bir boynuz gibi sırıtan, yeşil şehirde kambur olan Timsah Arena ile ayyuka çıkan şâibeler, yolsuzluklar ve adam kayırmaların müsebbibi kişiler serbest dolaşırken, hesap sorulmazken; terminale kadar giden tren hattı projesinin şimdilik kaldırılması gibi daha nice gizli kalmış hakikatler, inananları üzmekte, çaresizlik ümit olmaktadır.
KEMÂLİ bir şiirinde şöyle der: “Güneş doğar, para almaz./Bu dünya kimseye kalmaz!” Şöyle değiştirebiliriz: “Koltuklar kimseye kalmaz.”
Bursa’nın Kaderi demek istemiyorum. Bursanın nâsibi veya şansı olabilir...Yıllardan beri bu Mümtaz Milleti, Halkı, Bursa’yı temsil eden Başkanlara hasret kaldık, göremedik. Veya layık olduklarımız bunlardı...
Bir yazarın köşesinden aldığımız ifadelere göre:“Yargıtay’ın verilerine göre AK Parti’de son iki ayda üye sayısı 56 bin 260 kişi azaldı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6 Eylül 2019 verilerine göre AK Parti’nin üye sayısı 9 milyon 874 bin 843 olarak kayıtlara geçti.
Ak Partili bir üst düzey yönetici “Kaybın en önemli etkeni teşkilatların yanlış tutum ve davranışları olduğunu bildirildi.”
Gelinen bu aşamada “Ayhan Salman Partiye çalışmadığı açık ara görülmüş, döneminde Bursa’da tarihin en büyük oy kaybını yaşatan il olma rekorunu kırmıştır”
Yıldırım ve Nilüfer İlçe yönetimi AK parti adına en kara dönemleri yaşatmışlardır.
Ali Erbay Seçimlerde emir kulu görevlerinde bulunmuş, hiç bir ağırlığı olmayan ve koltuğu kaldıramayacak kadar pasif ve bilgisiz bir başkanlık portresi sergilemiştir.
Bu nokta da AK Parti’nin kalesi konumunda Yavuzselim Mahalle yönetimi toptan istifasını sunmak zorunda bırakılmıştır.”
Facebook’a düşen sayısız mesajlardan sadece bir kaçını buraya almak istiyorum:“Burhan Döker: Bizleri de kaybetcekler yakında 16 yıl dan beri sesimiz çıkarmardik sırtlanlar doldu bursama onları temizlemek zor ne davası herkez olmuş parsel dava diyen 2002 yılından 2010 kadar çıkarı olan tadi tuzu olan dava der bırakın bu ayakları adamına göre insan ariyorsunuz zengin görünce koşa koşa gidiyorsunuz reis neyin olduğunu çok iyi anladı dün gece dediği bu oldu bana getirdiğiniz adamlar hani melekti melek olanı hain yaptınız melek olmayanı melek yaptınız.
Ali Candan Burhan Döker:
MENFAAT PEREZLERLE TAKİYECİLERLE KURULDU PARTİ İTİRAZ EDİNCE ŞUCU BUCU DEYİP SURTURDULAR.
AKP NİN ELİNDE BİR TEK BURSA KALDI. GEÇEN YIL YAZDIM
ÇOK MÜTAHİTLER GELECEK DİYE ŞİMDİ ONLARA İŞ VE YER AÇILIYOR
AKP NİN ÇÖKÜŞÜ ANAPTAN DSP DEN HIZLI OLACAK ÇOK ANTİPATİK BALYOZLAR ERGENEKON LAR DARBECİLER OLAYLARINA GEBE KALDI ÜLKE.
DAHA BİZ MİLLET OLARAK
1. NCİ DÜNYA SAVAŞININ SONUÇLARIYLA YÜZLEŞEMEMİŞ MİLLETİZ.
EVET BEKA MESELESESİ VAR. KÖY YERLERİ VAKIF MALLARI
MERALAR DAĞLAR KAYALAR HAZİNE VE ORMAN ARAZİLERİMİZ DE BEKA MESELEMİZ VAR
DÜNGELEN BİRİSİ HATTA DAHA GELMEMİŞ BİRİSİ AMİR MEMUR YAKINI UCUZ HAZİNE KÖY YERLERİNİ ALIP YATIRIM YAPIYOR ONLAR GİRİNCE HAK SAHİBİ, BİZ DEDEDEN BERİ YERİMİZ HAZİNEYE YAZILMIŞ HERKES SAĞIR DUVAR
BİZ GİRİNCE YERİMİZE GASP ÇI OLUYORUZ MİLLET PATLAMA NOKTASINDA GÖREMLERDE MEYDAN OKURCASINA DİRENİYOR
Hasan Nuri Ozbay:
SEN GEREKENİ YAPMISSIN.
Erdal Aktay:
Tarihe bir bakın bakalim fani ebedi olan bir parti lideri varmı yada parti kaldımı halktan kopuk siyaset yapan sadce ülkenin yuzde 35 veya 40 memnun eden ceplerini dolduran bir zihniyet ve bu zihniyetten beslenen devletin belediyelerin kademesi....”
“AK Parti’de kurdukları menfaat çarkı tıkandığı için yeni menfaatler macerası içine dalan basit bir hareket.” Cümlesiyle yeni kurulan bir partiye gönderme yapan Alim Şahin’de haksız değildir.
AK PARTİ İÇİNDEKİ İHANET ŞEBEKESİ
Ali Karahasanoğlu’nun şu satırlarını hatırlatmak istiyorum:
Yakın tarihten ders çıkarmalıyız..
Davutoğlu eksenindeki 130 kurucudan..
İstanbul seçmeni olanlar, Allah için söylesinler, Binali Yıldırım’a mı oy verdiler?
Yoksa..
Ekrem İmamoğlu’na mı?
Henüz Davutoğlu AK Parti’den istifa etmemişti..
Çıksın, dürüstçe söylesin, kime oy verdi?
Ve oy verdiği adamın, bugün yaptığı icraatları savunabiliyor mu?
Hesabını vermeye yüreği yeter mi?
Yok öyle, “Biz kendi partimizden sorumluyuz” edebiyatı..
Çıkışınızla, Erdoğan’dan % 2.59 oy çalabilirseniz…
Yerine gelecek olanların her günahı da, sizin boynunuza asılacaktır.

Şimdi, bay Ekrem’in, gaylik, lezbiyenlik yolunda attığı her adımın boynunuza yapıştığı ve bugün o adama verdiğiniz oyu, sesli dillendirmekten utandığınız gibi..
Yarın da, kurduğunuz parti ile utanacaksınız..
Bu şu demektir.
Sadece Parti kurarak değil, AK Parti içinde bile zaten ihanet planları yürütülüyordu.
Bugün bu planlar ayyuka çıktı hepsi bu.
Haini kendisine makam vermediğinde anlarsında Melih Gökçek’teki reis sevdasına bak davidgildeki ihanete bak.
Şimdi Davutgillere soralım: Madem Erdoğan bukadar kötüydü neden kovulana kadar yanında nemalandın.
Yoksa sende yanında durupta hançer saplamak içinmi bekledin?
REİS Türkiye’yi emanet etti sana, sen ise emanete ihanet ettin.
O zaman bıraksaydın da görseydik vatan sevgini .
Tabi para tatlı, makam tatlı, hayat sana güzeldi.
Bana dokunmayan Tayyip bin yaşasın ama dokununca zıpla davut zıpla boş zıplarsın.
Türk tarihi böyle kadrolu bir ihaneti ilk kez yaşıyor.
Siyasi parti görünümlü organize suç örgütü gibi mazallah.
Millet bu parçalanmayı değerlendirecek notunu verip gönderecektir.
Seçimlere girdiğine sayarsanız Davutgile ak gelmez, CHP vermez. MHP hic vermez, HDP de vermez. Verirse iyi parti verir bu sefer o erir. İP zaten yarısı MHP’ye gecmeye meyilli.
Sonuç iibarıyla yüzde bir alsında öpsün başına koysun.
Zaten bunların derdi iktidar olmak değil, Ak partiyi eritip şer ittifakının önünü açmaktır.
Soralım: Hükümetteyken Stratejik iflas kimin eseri?
Abd de Moon tarikatı toplantısına kim katıldı?
Davut görevden alınınca ABD deki dış işleri komisyonu adamımız görevden neden alındı dedi?
Neden Davut hükümetteyken söylemediklerini şimdi söylüyor.
Kozmik taktikle kaos planı dışında ne yapıldı?
Her şey neden parti kurma hakkı var şeklinde açıklanıyor?
Hangi AIk Partili parti kurma hakkı yok diyor?
Özellikle davayı satıp MHP’yi neden hedef gösteriyor?
Ak parti içindeki MHP’lilere Davut’un tahammülü neden yok?
Prof’luk ve doçentliği nasıl aldı hangi komisyon verdi?
15 temmuzda neden saklandığı sığınaktan hiç çıkmadı?
Böyle bir ortamda..
Ecevit’in başbakanlığına son vermek için yola çıkanların parti kurması ile..

Başımızda, kendilerini başbakanlık koltuğuna, daha 5 yıl önce oturtmuş olan bir Tayyip Erdoğan var iken.. Erdoğan indiğinde de..Siperlerde gizlenen laikçilerin koltukları dolduracakları ayan beyan ortada iken..Yeni bir parti kurulması..Nasıl aynı olabilir?
Yarın onu da satmayacağının garantisi yok ama o aşamaya kadar bayağı bir yol katedersin merak etme.
Ama Fizana da gitsen, nereye gidersen git sen ve senin gibiler siyaseten bitiksiniz.
Çünkü samimi değildiniz.”

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ALİNUR AKTAŞ İMAR KIYAĞI YAPTIĞI NEZİR ASAROĞLU İLE İLGİLİ SON MECLİS TOPLANTISINDA ‘BİR BARDAK CAY İÇMİŞLİĞİMİZ BİLE YOK’ DEMİŞTİ!
NECMİ İNCE
“Bursa Büyükşehir Belediye BAŞKANI Alinur Aktaş ve Ak Parti Bursa İl BAŞKANI Ayhan Salman’ın Şehir Gazetesi Sahibi Nezir Asaroğluna İznik Derbent Köyündeki 16 dönümlük tarım arazisini imar izni verilerek büyük tepki çekmişti.
Hatta bu konu büyüyerek Ankara’ya kadar gitti.
Bu yaşanan olaylar sonrasına Büyükşehir Belediye BAŞKANI Alinur Aktaş son Belediye meclis toplantısında Şehir Gazetesi Sahibi Nezir Asaroğlu’nu kasdederek ‘Allah’tan bu arkadaşla bir bardak çay bile içmişliğimiz yok,olsa ne yapalardı ‘ demişti.
Şimdi bu belgeyi yayınladıktan sonra Başkan Alinur Aktaş ne söyleyecek merak ediyoruz?
Olmadı bu olay sonrada tüm Bursa’lılardan özür dileyerek ayrıca bu haksız meclis kararını iptal ederek tüm Bursa’lıların gönlünü alabilir.
Bizden söylemesi...”

‎Fatih Cakıcı‎ -
BUNDAN DERS ALDIK MI?

Yıllarca AK Parti bünyesinde Elazığ'ın Keban ilçesinde Belediye Başkanlığı yapmış bu değerli bayan siyasetçi Fethiye Atlı hanımefendi…
Son seçimde ayak oyunlarıyla aday gösterilmedi. Seçimlere bağımsız olarak girdi ve kazandı. Bu gün tekrar AK Parti'ye katıldı.
Bağımsız da olsa bölgesinde seçimi kazanabilecek kadar güçlü ve aday yapılmadığı halde Ak Parti'ye dönecek kadar sadık ve samimi olan bu değerli başkanı aday yapmayanların ne kadar samimi ve ne kadar Ak partili olduklarını ve vizyonlarını merak ediyorum doğrusu
İşte Ak Parti’ye en büyük zararı verenlerden biri de bu gruplar ve bu grupların arkasındakiler
Seçimi kaybettiğimiz pek çok yerde onların payı var.”

Böyle şikâyet ve haklı çıkışlar, sadece birkaç yazarın,hatibin, halkın görüşleri/kanaatleri olmayıp, yağdanlık salatalar dışında, topyekün bir haykırış ve feryatlar vardır.
REİS NE YAPSIN TEK BAŞINA?... ETRAFINDA BULUNAN PARAZİT VE KİRLİ BULUTLARDAN BİR TÜRLÜ ÇIKAMIYOR Kİ...
Bir yazar dostun ifadeleri, Ak Parti’ nin ne hale geldiğini özetleyen satır başları şöyle.
“Vatandaşın gerçek ihtiyaçlarına odaklanacak, İş takibi torpil gibi şeylerden uzak durulacak, Dâvâya zarar veren güç zehirlenmesi işlerle meşgul olunmayacak, liyakati bırakıp işi ehli yerine bizim dediğiniz adamlara bırakılmayacak, kamu kurumlarını devlet işinden çıkarıp parti binalarına çevirmeyecek, Bursa’da kan kaybetmeye başlayan ve halkın isteklerine kulak tikayan siyasi anlayışa er yada geç halkın ders vereceği unutulmayacak ehil kodrolar iş başına getirilmedikçe bu kan kaybı durmaz.”
Sonuç: Gelinen nokta “Siyasetin çözüm odaklı olmaktan çıkıp sorun odaklı anlayışa hakim olması terazi dengesini bozmuştur.”
Zaman içinde yayınlanan kitaplarımdan birer adet Belediye Başkanlarına gönderir, çorbamıza tuz katmaları ve yeni eserlerin meydana gelmesinde katkıları olması arzusu ile uygun görülen bir miktar satın almalarını bir dilekçe ile talepte bulunurum.
Hiç bir belediyeden cevap gelmezken,Nilüfer belediye Başkanının teşekkür telefonunu almam, benim için ibret vesikası olmuş, düşündürmüştür. Bir yanda Ak Partili ve sözüm ona Muhafazakâr başkanlar, öte yanda sol görüşlü, CHP’li bir belediye Başkanı... Çıkın işin içinden bakalım?,,,
Anlayanlar, anlamak isteyenler için,yazımızı bir şiirimizle bitirelim:
ZAMANIN TARİFİ
Koptu; ipin ucu koptu,
Koktu; tuz kabında koktu,
Korktu; mazlûm şerden korktu,
Koştu; Küheylan at koştu,
Kuştu; kaçan,uçan kuştu.
ZAMANIN TARİFİ BÖYLE,
YALAN İSE, DOĞRU SÖYLE.
Yazımı, Başkanlara gönderdiğim bir mesaj ile bitireyim:
DOST! Sizi O makama getiren Allah, İslami değerlere sahip çıkmanızı ister. Dünya makamları ateşten bir gömlektir. Selamlar.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem